Arıcılık serüvenimiz, arılara duyduğum derin bir merakla başladı. Bu küçük ama mucizevi canlıların doğayla olan ilişkisi beni öylesine etkiledi ki, bu dünyayı daha yakından tanımaya karar verdim. İlk adım olarak bir arıcılık kursuna katıldım ve burada arılarla ilgili öğrendiklerim, bu alana olan tutkumun iyice pekişmesini sağladı. Artık arıcılık benim için bir heves değil, bir yaşam biçimine dönüşüyordu.

Aldığım eğitimle birlikte devlet destekli ilk kovanımı 2018 yılında edindim. O ilk kovan, arıcılığın somut anlamda hayatıma girdiği andı. Her şeyin başladığı bu noktada, zamanla kovanların sayısı arttı, bilgilerim derinleşti ve tutkularım daha da büyüdü. Tam bu süreçte, babam da arıcılığa olan ilgimi görerek hem destek vermek hem de bana bu yolda katılmak için şehir değiştirip Çanakkale'ye taşınmaya karar verdi. Artık bu serüven sadece benim değil, ailemizin ortak bir tutkusu haline gelmişti.

2018'den bugüne, arıcılıkta her gün yeni bir şey öğrendik. Babamın doğayla kurduğu derin bağ ve benim aldığım modern eğitim, arıcılık faaliyetlerimize yön verdi. Birlikte sadece bal değil, propolis, polen gibi birçok değerli arı ürünü ürettik. Her bir ürünümüz, doğallığını koruyarak sofralarınıza ulaşıyor.

Bugün, doğadan aldığımız ilhamla üretim yapmaya devam ediyoruz. Her kovanımızda arıların doğal döngüsüne saygı duyarak çalışıyor, onlardan aldığımız bu saf ve doğal ürünleri sizinle buluşturuyoruz. Arıcılık serüvenimiz sadece bir iş değil, bir yaşam felsefesi haline geldi. Her bir ürünümüz, hem emeğimizin hem de doğanın bir yansıması.